23 Mayıs 2014 Cuma

Duyusal Pazarlama: Markalar kokuya, dokuya bürünüyor


Markaların 5 duyumuza hitap ettiğini hep duyarız peki nasıl? 

Eskiden az marka seçeneği olması tüketicinin seçenek şansını azaltıyordu ancak günümüzde inkar edilemez bir rekabet ortamı var. Artık markaların analizi yapılırken insan kişiliği gibi anlatılıyor yani markalar gün geçtikçe insanlaşıyor.



Bir markanın insan kimliğine bürünebilmesi için öncelikle somutlaşması gerekiyor, renk, şekil, koku, ses, doku bu yolda en büyük etkenler oluyor.

Koku 

Markalar kokunun etkin gücünü keşfetmiş durumda. Yıllar öncesinde kokunun bu kadar etkin olacağı düşünülemezdi. Rolls-Royce kokunun gücünü erken keşfeden markalardan. 1960'lı yıllarda yeni ürettiği modelinin yeterince etkili olmaması üzerine bir araştırma başlatmış. Araştırmanın sonucu olarak, eski modellerde var olan kokunun yeni modelde olmadığı keşfedilmiş. Rolls- Royse kendi kokusunu keşfetmiş ve bu şekilde müşteri memnuniyeti sağlanmış.

Ses

Ses etkenini düşünürken sadece reklam müzikleri olarak düşünülmemeli. Kola şişesini açma ve içme sesi herkesin aklına tek bir markayı getiriyor,


Görme 

Görmenin pazarlamadaki etkisi düşünüldüğünde ilk akla gelen etken, renkler.

Uzun zamandır çoğu yerde gördüğümüz Nescafe bardaklarının rengine, araştırma sonucu karar verilmiş. Farklı termostatlardan aynı kahveleri içen deneklerin, kahveler için yorum yapmaları istenilmiş. Kırmızı renk için “zengin” yorumu çoğunluktayken; mavi için hafif, sarı için zayıf ve kahverengi için sert yorumları öne çıkmış.

Noel Baba figürünün 1950’li yıllara kadar kıyafetlerinin yeşil olduğunu biliyor muydunuz? Coca Cola, reklamlarında Noel Baba’yı kullanmaya başladığında, kıyafet renkleri de kırmızı beyaza dönmüş ve günümüze kadar da kırmızı beyaz olarak devam etmiştir. Fark etmesek de Noel Baba figürü bize Coca Cola’yı çağrıştırıyor olabilir.

Tat

Listerine reklamı tat için  iyi bir örnektir. Tadının kötü olduğunu kabul ederek "günde iki kere katlanmanız yeterli olacaktır." deniyor. İnsanlarda Listerine'in sağlık için gerekli olduğu algısı oluştu.

Dokunma

Tekrar bir otomobil örneği verilebilir dokunma duyusu için. Otomobil satın almak isteyen tüketicilerin % 49’u otomobil satın almadan önce sürücü koltuğuna oturuyor, koltukların ve direksiyonun dokusuna bakıyor, ön panele dokunuyor. Araştırmalara göre Mercedes, tercih edilme sebeplerinde iç tasarımı ve dokusu önemli rol oynuyor.



İrem Örsel



22 Mayıs 2014 Perşembe

İnsan Beyninin Sıradışı 10 Özelliği

İnsan beyni hakkında 10 tane sıradışı bilgi.



  1. Kısa dönem hafızamız yalnızca yedi ögeyi tutabilir. İnsanlarda üç farklı hafıza vardır: Uzun dönem hafıza, kısa dönem hafıza ve duygusal hafıza. Uzun dönem hafızayı bilgisayarınızın sabit diski olarak düşünürsek, kısa dönem de küçük bir USB bellek olurdu. Bu kısa hafıza sayıları 5-9 arasında değişen objeleri anlık olarak tutar. Ortalama bir insan için bu sayı 7’dir. Ama bu sayı dokuzu bile aşabilir. Bunun için nesneleri gruplandırmada iyi olmanız gerekir ve bunu pratik yaparak gerçekleştirebilirsiniz. Hiç fark ettiniz mi telefon numaraları 7 hanelidir. 111-11-11
  2. Açık yeşil en kolay seçilen renktir. Sarı-yeşil ve açık yeşil, görebildiğimiz renk aralığının ortasındaki renklerdir. Gözlerinizin mavi,yeşil ve kırmızı renkleri için algılayıcıları vardır. Ama beyin renkler hakkında bilgi almaz. Renkler arasındaki ton farkına ya da daha mı açık yoksa daha mı koyu olduğuna bakar. Sonuç olarak beyin bu üç rengin ortasındaki renk olan açık yeşilden, gördüğü renk koyu mu değil mi onu algılar. Ayrıca bu renk; sakinleştirici ve yatıştırıcı etkisinden dolayı ressamlar, psikologlar ve psikiyatristler tarafından da kullanılır.
  3. Bilinçaltınız sizden daha akıllıdır. Ya da en azından daha güçlü. Bir çalışmada insanlara karmaşık bir resim gösterildi. Bir gruptan düşünmeden resimle ilgili izlenimlerini söylemeleri istendi. Katılımcılar resimdeki sorunu kolaylıkla bulabildiler. Diğer gruptan ise düşünerek yanıtlamaları istendi. Sonuç; sıfır. Resimdeki hatalı kısmı saatler geçmesine rağmen bulamadılar.
  4. Zihinsel işler beyini yormaz.  Araştırmalara göre bu zihinsel işler ne kadar zor olursa olsun ya da ne kadar uzun sürerse sürsün beyni besleyen damarlardaki kan akışının sabit kaldığı ölçüldü. Buna karşın tüm gün çalışan bir insandan alınan kanda yüksek oranda yorgunluk toksini bulundu. Böylece bilim insanları beyninin yorulduğu kanısının insanın ruhsal durumundan kaynaklandığı bulundu.
  5. Dua etmenin olumlu etkileri keşfedildi. Dua ederken ya da meditasyon yaparken, ilk altı aylık bebeklerde görülen alfa dalgasının beyinde yayıldığı keşfedildi. Belki de bu ibadet eden insanların daha az hastalanmasının ve çabuk iyileşmelerinin nedenidir. 
  6. Düzenli beyin egzersizleri beyni hastalıklardan korur. Araştırmalar Alzaymır gibi çeşitli hastalıkların beyin egzersizleriyle önlenebildiğini ortaya çıkardı. Bu zihinsel aktivetelerin yeni dokular oluşturarak hastalığı kısıtlı bir doku üzerinde kalmasını sağlıyor ve hastalık gelişemiyor. Yani yeni birşeyler öğrenmek ya da çılgınca bir şeyler yapmak beyninizin gelişmesine yardımcı olur. Ayrıca sizden daha zeki olan ya da daha bilgiliinsanlarla konuşmak beyniniz üzerinde olumlu etki bırakır.
  7. İnsan beyni gölgeleri fiziksel varlıklar olarak algılar. İnsan beyni, hareketleri ve çevreyle etkileşimi çeşitli yerlerden ip uçları alarak anlar; gölgeler gibi. Gölgeler hareket hakkında çok fazla ip ucu verir ve beyin gölgeleri vücudun bir parçası olarak düşünür.
  8. Beyin vücuttan daha sonra uyanır. İnsan uyandığında beyni tam uyanmamış olur. Amiyane tabirle sabahları kafanız pek basmaz. Yani sabah kalktığınızda beyin egzersizleri yapmak çok yararlı olur. Yani televizyonu açmak yerine bir şeyler okumalısınız.
  9. Tam bir beyin egzersizi için yeteri kadar sıvı almış olmanız gerekir. Beynin yüzde 75’i sudan oluşur. Dolayısıyla beyninin sağlıklı tutmak için su içmeniz gerekir. Kilo kaybetmek için tablet kullananlar ya da çay içenler bilmelilerdir ki bu sıvı kaybına da neden olur beynin performansını etkiler. Bu yüzden doğru olanı yapmalılar- yani doktor kontrolünde olmalı ve reçetelere dikkat etmelilerdir.
  10. Beyin erkeklerin konuşmasını, kadınların konuşmasından daha iyi anlar. Erkek ve kadın sesleri beynin farklı yerlerinde işlenir. Kadınların sesleri daha müzikal, yüksek ve geniş bir frekanstadır. İnsanın beyni bir kadının ne dediğini anlamak için ek kaynaklar kullanarak sesi “çözmek” zorundadır. Bu yüzden halüsinasyon duyan insanlar genelde erkek sesi duyarlar.

21 Nisan 2014 Pazartesi

Nöromarketing

http://tr.euronews.com/2011/09/19/noro-marketing-ile-bilinirlik-lezzetten-onemli/

Dünya yeni bir akımı takip ediyor. Nöro-marketing olarak adlandırılan yeni kavramın insan beyni üzerinde ne kadar etkili olduğu anlamak için Brüksel’deki Brugmann Hastanesi çalışanları, bir gönüllüye tadımlık testler uyguluyor. Amaç gönüllünün kafasındaki marka algısını tespit etmek. Yöntem ise beyindeki tat alma duyularını gözler kapalı teste tabi tutmak, yani markayı görmeden beyin hangi ürünü seçtiğini anlayabilmekten geçiyor.
Copyright © 2014 euronews
Eran Karabaş

20 Nisan 2014 Pazar

Bilinçaltı Mesajların Haytımızdaki Yeri


     
 

    Saygın C&C 'in sitesinde yazan bir makaleye göre; subliminal mesajlar ile yapılan bir reklamın amacı, tüketicinin zihnine gizli mesaj ve resimler gönderilerek sıradan bir reklamdan daha fazla bir etki bırakmaktır deniyor. Bunun bilinçli olarak ilk kullanıldığını, 1950'li yıllarda Amerika Birleşik Devletleri'inde James Vicary adlı bir reklamcının  yaptığı bir deneyde görüyoruz. Deneyi özetleyecek olursak: oynatılan bir fimin arasına saliselik görüntüler halinde "patlamış mısır ye" ve "Kola iç" sloganları çıkıyordu. Hızı nedeniyle izleyici bu yazıları algılayamıyor ancak bilinçaltına hitap etmesi nedeniyle Kola satışlarının %18.1, patlamış mısırlarının %57.7 arttığını iddia etti. Tabi insanların çoğu sadece bir ürünün reklamını görüp de hemen o ürünü alma eyleminde bulunmaz diyor makalede; Ancak ihtiyaç durumunda ve iki ürün arasından bir tanesini seçeceksek bilinçaltının etkisini görüyormuşuz.


   
  Günümüzde bilinçaltı reklamcılığı Amerika ve İngiltere gibi pekçok ülkede yasaklandı. Bunun bir sebebi farkındalığımızın olduğu bilincin, bilinçaltımıza oranı binde birmiş. Peki saliselik bir görüntüyü tam göremeden bile nasıl etkisinde kalabiliyoruz? Yapılan deneylerin gerçekleri ne kadar yansıttığı hala tartışılıyor.

    Bilinçaltımızın aslında ne kadar kontrolümüzün dışında etkilendiğini ve aslında düşüncelerimizin o kadar da kontrolümüzde olmadığını bu örnek videodan anlayabiliriz. Dikkatinizi çekerim, bu videoda örneklem olarak iki tane reklamcıyı kullanıyorlar. Yani bu işin içinde olup zihin manipülasyonu hakkında bilgi sahibi insanlar...




Ümit Hayim

7 Nisan 2014 Pazartesi

İşte İnsan Beyninin Sesi


http://www.milliyet.tv/video-izle/Iste-insan-beyninin-sesi--KkHglYAIIEPy.html

                                                                                          Munise Özlem Öztürk

İnsan beyni kaç GB?



Beyin fizyolojisi alanında araştırmalarıyla dikkat çeken akademisyen Sinan Canan, insan beyninin kocaman bir bellek olduğunu belirtti. Beyin fizyolojisi alanında araştırmalarıyla dikkat çeken akademisyen Sinan Canan, insan beyninin kocaman bir bellek olduğunu belirterek, “İnsan hafızası bizim teknolojimizi aşan bir durum. Ancak bilgisayara benzeterek bir tahminde bulunabiliyoruz. Yaklaşık 20 milyar civarındaki hücre ve bunlar arasındaki bağlantıları hesaplarsak yaklaşık 2,5 milyon GİGABYTE hafızamız var. Bu 300 yıl süren bir HD filmi kaydetmek demektir” dedi.






"BEYİN DOKUSUNDAKİ HÜCRELER SMANYOLU'NDAKİ YILDIZLARDAN DAHA FAZLA" 
Beyin fizyolojisi konusunda araştırmalarıyla dikkat çeken Canan, beynin bilgisayara hiç benzemediğini söyledi. Bir santimetreküplük beyin dokusu içinde bulunan hücreler arası bağlantıların sayısının Samanyolu'ndaki yıldızlardan daha fazla olduğunu belirten Canan, "Beyinde iki tane birbirine benzeyen sinir hücresi yok. Beyindeki bağlantı haritası sayesinde hepimiz tek ve ayrı bireyler olarak yaşamımızı sürdürüyoruz. Hücreler dallı budaklı gibi görünebilir. Uzantıların çoğu hücrelerin antenleri. Binlerce hücreye sinyal gönderiyorlar. Sadece karmaşıklık, hücredeki dal budaklığında değil. Hücrelerin içine de bakmak lazım. Hücrenin içinde halatlar, teleferik sistemleri ve aktarım rayları bir sürü sistem var. Çok yoğun bir protein yapısı mevcut" dedi. Sinan Canan, beynin ön orta kısımların yüksek kişilik özelliklerini içeren kodları bulundurduğunu kaydederek, “Bu bilgiler doğuştan veya daha sonra hasar görürse toplumdaki uyumsuz ve suçlu kişiliklerin ortaya çıkması son derece kolay hale gelir” diye konuştu.


'İNSAN HAFIZASI 2,5 MİLYON GİGABYTE'
Hafıza konusunda dikkat çekici açıklamalarda bulunan Canan, şöyle devam etti:
“İnsanlığın hafızası ne kadar? ‘Benim niçin hafızam doldu?’ diye bir düşünce var. İnsan hafızası bizim teknolojimizi aşan bir durum. Ancak bilgisayara benzeterek bir tahminde bulunabiliyor. Yaklaşık 20 milyar civarındaki korteksimizde hücre var. Bunlar arasında trilyon kere bağlantı olursa yaklaşık 2,5 milyon GB hafızamız var. Gördüğünüz gibi kocaman bir bellek. Bu hafıza 300 yıl süren HD filmi kaydetmek anlamına geliyor ama mesela ilkokuldaki bir hatıranızı hatırlayın, detaya girin. Hiçbir dijital filmde böyle bir çözünürlük yok. Aslında beynimizin hafıza kaydı sınırsız.”

                                                                                                    Munise Özlem Öztürk

31 Mart 2014 Pazartesi

Milka'nın ineği neden mor?



Mor; insanlarda sevecenlik ve duyarlılık duygusunu uyandıran bir renktir. Milka da ineğinde ve ambalajında mor rengini kullanarak, insanların bu çikolatayı bireysel değil paylaşarak tüketmesi mesajını vermektedir. 'Var mısın kalpleri yumuşatmaya?' sloganıyla yaptığı reklam filminde Milka ineği, burnuyla insanları birleştirmektedir. Bu da rengin vermek istediği mesajın kanıtıdır.


                             


Beyaz; temizlik, sadelik, masumiyetin simgesidir. Özellikle ilaç sektöründe ve çocuk ürünlerinde bolca karşılaşabileceğiniz bir renktir. Aynı zamanda insan gözü beyaz rengi hemen algıladığı için satış standlarında zıtlık yaratmak için sıkça kullanılır.


                                         


Siyah; esrarengiz bir renk olarak algılanır. İnsanlarda, şıklık duygusunu uyandırır. Bu renk, resmiyeti de sembolize eder. Makam arabalarının siyah olmasının nedeni bu yüzdendir. Bununla birlikte siyah rengi; düşme, batma gibi algılar uyandırdığı için özellikle uçak ve gemilerde siyah renk kullanımı tercih edilmez.

Sarı; lüksün, zenginliğin sembolüdür. Uyarı ve dikkat edilmesi gereken yerlerde kullanılır. Trafikte arabaların arasına dikkat çekebilmesi açısından taksiler sarı renktedir.


                                        


Turuncu; insan beyninde enerji ve canlılık mesajını uyandırır. Sarı ve kırmızının karışımı olan bu renk, ikisinin de baskın özelliklerini taşımaktadır. Örneğin, kırmızının iştah açıcı olması turuncu renge de yansımıştır. Fast food ürünlerde sıkça kullanılmasının nedeni de budur.


                                                                                                                   Ceylin Yücel