Zihin kelimesinin anlamına baktığımızda, canlının duygu ve davranışlar dışındaki ruhsal süreç ve etkinliklerinin bütünü, bellek ve bilinç gibi terimler görüyoruz. Zihin geçmişten günümüze hep merak edilen araştırma konusu olmuştur, nasıl çalıştığı ile ilgili bugüne kadar Aristo, Plato gibi felsefeciler birçok çalışma yapmıştır.
Bilimsel bakış açısından çıkarsak zihni, düşünüş olarak görebiliriz. Kafamızın içindeki düşüncelerimiz, kendimizle konuşmalarımızdır. Bu durumda bilinçaltının etkisi tartışılmaz. Araştırmalara göre yaşamımızdaki davranışlarımızın %90'ı bilinçaltından kaynaklanıyor. İnançlarımız, duygularımızın depolandığı yer bilinçli zihnimizden çok bilinçaltımızdır.
Zihin Felsefesi Nedir ?
Zihin felsefesi, zihnin özünü, zihinsel olaylar ve zihin ile ilgili tüm detayları inceleyen felsefenin bir alt konusudur. 'anımsama', 'anlama', 'acı çekme' gibi zihinle ilişkisi olan duyguları inceler, zihnin başka zihinlerle olan ilişkisini çözümler.
1894 yılında zihinsel faaliyetleri beynin belirli yerlerine çizerek gösteren çizim.
Zihin felsefesi, beyin felsefesi olarak da kabul edilebilir. Günümüzde başarılı insanların beyninin her iki yarısını da etkili ve dengeli kullandıkları kabul ediliyor. Beyin hakkında birçok çalışma olmasına rağmen hala insan vücudunun çalışması hakkında en az şey bilinen organıdır. Konunun uzmanlarına göre birçok kişi beyninin sadece yüzde 4-8 arasındaki bir kısmını kullanıyor.
Araştırmalara göre beynin sol lobunun, konuşma, matematiksel işlemle, sayılar ve analiz gibi konularda başarılı olduğu, mantık üstüne çalıştığı tespit edilmiştir. Sağ lobun ise hayal kurma, renkler, müzik gibi daha çok duygusal yönün ağırlıklı olduğu konularda başarılı olduğu kabul edilir. Beynin sol tarafı bilgiyi mantıklı ve doğrusal olarak işlemekte detaylardan çok resmin bütünüyle ilgilenmekte sağ tarafı ise duygular, hayaller ve inançlar etkisinde olduğu ortaya çıkmıştır.
İrem Örsel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder